EVLENME
KIZ İSTEME
Kırsal kesimde yine her yöremizde olduğu gibi kız ve oğlan birbirlerini düğünlerde, çeşme başlarında,tarlada çalışırken vb. toplu yerlerde görüp beğenirler. Çoğunlukla anne-babanın uygun gördüğü aday gelin olur. Yani anne- baba uygun görmüyorsa, çocuk çok seviyorsa yine de almıyorlar. Oğlan, evlenecek yaşa gelmiş, yani askerliğini bitirmişse anası, babası varsa yengesi veya yakın akrabaları ona kız aramaya başlar. Aile bireylerinin hepsinin algısı tabi ki de kızlardadır. Düğünlerde ya da değişik toplantılarda kızlar da olur. Bulunan kızın ailesinin durumu ve oğlanın ailesinin parasal yönden denk olması önemlidir. ''Davul bile dengi dengine çalar.'' atasözü kesinlikle unutulmaz. Oğlan tarafının kız tarafından zengin olması makbuldür. Oğlan, bulunan kızı beğenmişse bunu ailesine söyler. Kırsal kesimde, oğlan kesinlikle bu gibi konuları babasıyla konuşmaz, aradaki diyaloğu anne sağlar. Kız beğenildikten sonra, yakın akrabalar varsa arabulucu ile istemeye gidilir. Arabuluculara ''Kayalıkçı'' veya ''dünürcü'' denilir. Kız istenir, kız evi naz evidir haliyle... İlk gidip kız istemede genellikle kız evi ''Biz ailece bu konuyu konuşalım.Allah nasip ettiyse, inşallah...'' gibi cümlelerle esnek yanıtlar verir. Çünkü kızın ailesi, oğlanın huyunu soracak, kendi ailesiyle durum değerlendirmesi yapacaktır ya da işi hiç uzatmadan ''Siz mehel gördüyseniz bizde mehel gördük.'' diyerek kız verilir. Eğer uygun görünmüyorsa, kız evi gönülsüzce istemeye gelenlerin hediyelerini kabul etmez ve sade kahve ikram edilir. Ayakkabılarına su dökülür 😂, süpürge sapı aşağı gelecek şekilde, gelenlerin görebileceği bir yere konur. Tuzlu kahve, tuzlu çay ikram edilir veya ''Nasibiniz başka yerde arayın.'' denilir. Kız evi gönüllüyse gelenlere şekerli kahve ikram edilir. Oğlanın istemeye gelirken aldığı tatlı ikrama çıkarılır. ''Kısmetse olur.'' şeklinde yanıt verilir. Yalnız kız evinin gönülsüzlüğüne bakar mısınız, resmen hakaret, direkt istemiyoruz deseler insana çok koyar bu davranışlar. Peki ya nişan...
😂😂😂
NİŞAN
Nişan günü kararlaştırıldıktan sonra, nişan eşyalarını almak için gün belirlenir. Buna ''Masraf görme'' denir. Her iki tarafın da ihtiyaçları karşılandıktan sonra paket yapılarak evlere götürülür.Eskiden kız ile erkeğin görüştürülmesi yasaktı. Erkek kız evine ancak düğün ve bayramlarda gidebilirdi, o da el öpmek için. Ama günümüze bakılırsa, bu gibi yasaklar görülmemektedir.
Nişan günü, erkeğin ailesi yanına bir kaç kişi alarak kız evine gider ve kıza alınan eşyaları teslim eder. Eşyalar heybeler içerisinde atlarla taşınarak veya sayıları 30-4 'ı bulan sinilerle getirilir. Birer çay ya da kahve içilir ve kısa süre kalınarak evden ayrılınır. Kız evi erkeğe aldığı eşyaları nişanı getirenlere verir ya da birkaç gün sonra getireceklerine dair gün isterler. Oğlan evinden gelen hediyeler duvara asılır. Köy halkı gelip hediyelere bakarak para atar veya hediye verir Zaten bu gelenek, yani çeyizin komşulara gösterilmesi hemen hemen her yöremizde bulunmaktadır. Sonra yüzükler ailenin büyüğü tarafından dualar eşliğinde takılır...
DÜĞÜN
Düğünler, genellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında yapılır. Yazın tarlada pamuk ve mısır, kışın ise zeytin işi olduğu için bu mevsimler seçilmez. Resmi nikah düğün günü yaklaşmadan birkaç gün hatta birkaç hafta önceden yapılır. Düğün başlamadan önce damat, herkesin görebileceği bir direğe bayrağı asar ve iki el ateş eder. Düğün davetiyeleri her yerde olduğu gibi bir hafta önceden dağıtılır. Tabi ki bir yandan da yemek hazırlıkları yapılır. Cuma-pazar arası yapılan düğünlerde cumartesi kına yapılır. Kız evinin yakınları, kızın arkadaşları, kızın evinde toplanır çengi eşliğinde oynarlar. Gelin kına gecesi özel bir elbise veya gelinlik giyer. Oğlan evinden kına gelir, tepsi içinde karıştırılan kına çiçek ve mumlarla süslenir. Gelin başına ''Pullalı'' adı verilen bir örtü örtülür, el ve ayaklarına kına yakılır. Kına yakılırken gelini ağlatmak amacıyla ağıtlar söylenir, buna ''Gelin ağlatması'' denilir. Gelin alma aşamasına gelince, bazı köylerde gelin süslenmiş bir atla alınmaktadır. Gelin atın üzerine bindirilmeden önce, damadın annesi tarafından hazırlanan buğday, pirinç, leblebi, nohut, şeker, para karışımı bereket getireceği inanılarak gelinin başından atılır. Damat genellikle gelin almak için kız evine gitmez, evde bekler. Bu geleneği ilk defa duydum, başka yöremizde yok sanırım. Gelin ata bindirilerek damadın babasına teslim edilir. Baba iki kez evlendiyse atı çekemez. Bir kez başı bozulduğu için, bu hayra yorulmaz. Bazen damat gelini teslim almadan kız yakınları ve kendi arkadaşları tarafından sınava tutulur. Kızgın toprağın üzerinde yalın ayak oynama, kahve pişirme, davetlilere ikram etmek için dut toplama gibi sınavlardan geçer. Damada o an ne yaptırılacağı davetlilerin insiyatifine kalmıştır, kolay gelsin damada... 😂
EmoticonEmoticon