İSKENDER KÖFTE DİYARI
Bugün Marmara Bölgemizde yer alan Bursa şehrimizin yöresel yemeklerinden olan İskender Kebabının malzemelerinin neler olduğunu ve nasıl yapıldığını birlikte öğreneceğiz. Önceki yazımda Karadeniz 'in o hırçın denizinin insanlarına tesir edişiyle birlikte bununla birlikte bu özellikleri Trabzon kadınının nasıl sofralara
taşıdığını birlikte öğrenmiş olduk. Bugün bu yazıyı çok isteksiz ve zor yazıyorum, niye diye soracaksınız belki söyleyeyim. 17 Aralık Cumartesi günü sabahı, sabah olmuştu ama güneş kara doğmuştu o gün... Sabah her zamanki gibi gözlerimi açar açmaz telefonu elime aldım Whatsapp grubunda;''Kayseri'de patlama oldu, dışarıya çıkmayın, Allah belalarını versin'' gibi ifadeler yer alıyordu, ayağa kalktım odamdan çıktım, ev arkadaşlarımın ellerinde telefon ve herkes birileriyle konuşuyordu. Hepsinin yüzünde üzüntü ve şok vardı. Neler oluyor duyduklarım doğru mu diye sorduğum da, maalesef doğru diye üzüntüyle cevap verdiler. Neler oluyor Allah'ım bu nasıl bir gündü öyle, sadece Kayseri değil tüm Türkiye ayağa kalkmıştı o gün neydi, nerede olmuştu bu terör olayı, ne istiyorlardı, o otobüste sevdiğimiz insan var mıydı hepsi mahvetti bizi sanki saat durmuş ilerlemiyordu. Hiçbir şey yapamıyordum şoka girmiştim ne ağlayabiliyor, ne de tepki verebiliyordum. Ne zaman bitecek Allah'ım bu lanet terör belası diye söylenip duruyordum. Meğer Kayseri Komando tugayında askerlik yapan erler çarşı iznine çıkmak için belediye otobüsünde seyir halindeyken yanlarına bomba yüklü terörist tarafından Erciyes Üniversitesi yakınında yer alan durakta infilak etmiş biz donduk, Türkiye dondu o anlar kelimelerle anlatılacak gibi değil, o duyguları ifade edebilecek harfler alfabede yer almıyor. O kadar kanımı dondurdu o kadar psikolojim bozuldu ki bu olaydan sonra şu an çok zorlanıyorum... 14 tane gencecik fidan toprağa gitmişti, 56 can yaralıydı izlediniz mi bilmiyorum o patlama anı, şehitlerimizin cesetlerine bakamadım. Kim bunu yapabilecek kadar insanlıktan çıkmıştı, insanlık denilmezdi buna. Bir kor ateş düştü sanki içime, tabi tüm Türkiye'nin içine düşmüştü ta ki o teröristler cezalandırılıp idam edilinceye kadar... Sonra ev arkadaşım hemşirelik okuduğu için hastanedeki arkadaşları kana ihtiyaç var dediğini duyunca hiç düşünmeden iğne korkum olmasına rağmen soluğu arkadaşlarımla tramvayda aldık, Herkesin gözünde nefret, intikam ateşi ve en önemlisi hiçbir şeyden korkmayan bir aslan gibi duruşları vardı. Bayanın birisi başka bir kadına bu ülkeyi bölebileceklerini sanıyorlar dedi, Gerçekten de öyleydi bu ülke öyle kolay kazanılmadı kolay kaybedilemez. Kızılay Kan Merkezine gittiğimizde her yer tıklım tıklım olmuştu oradan bir görevli çıktı ve arkadaşlar kana ihtiyaç yok, stoklar dolu dedi geri döndük. Bir şey yapmamız gerektiğine inanıyorduk ama ne olacaktı bu, kafamız dopdoluydu... O günden beri psikolojim alt üst oldu, sanki beynim kaybolmuştu şok geçiriyordum, enerjim aşırı düştü. Kafamda sürekli acaba sonra ki saldırı nerede olacak, kaç kişinin evine ateş düşecek ? soruları yer alıyor. Bu günler elbet bir gün son bulacak bu yakılan canların hesabını Türk Silahlı Kuvvetlerimiz soracaktır buna canı gönülden inanıyorum. Neyse biz yine mutlu, huzurlu bir Türkiye için hayatımıza devam edeceğiz. Bugün sizlere Marmara Bölgemiz'de bulunan Bursa şehrimizin yöresel yemeği olan ve Türkiye'nin her yerinde bilinen ve severek yenilen İskender Köfte'den bahsedeceğim...
taşıdığını birlikte öğrenmiş olduk. Bugün bu yazıyı çok isteksiz ve zor yazıyorum, niye diye soracaksınız belki söyleyeyim. 17 Aralık Cumartesi günü sabahı, sabah olmuştu ama güneş kara doğmuştu o gün... Sabah her zamanki gibi gözlerimi açar açmaz telefonu elime aldım Whatsapp grubunda;''Kayseri'de patlama oldu, dışarıya çıkmayın, Allah belalarını versin'' gibi ifadeler yer alıyordu, ayağa kalktım odamdan çıktım, ev arkadaşlarımın ellerinde telefon ve herkes birileriyle konuşuyordu. Hepsinin yüzünde üzüntü ve şok vardı. Neler oluyor duyduklarım doğru mu diye sorduğum da, maalesef doğru diye üzüntüyle cevap verdiler. Neler oluyor Allah'ım bu nasıl bir gündü öyle, sadece Kayseri değil tüm Türkiye ayağa kalkmıştı o gün neydi, nerede olmuştu bu terör olayı, ne istiyorlardı, o otobüste sevdiğimiz insan var mıydı hepsi mahvetti bizi sanki saat durmuş ilerlemiyordu. Hiçbir şey yapamıyordum şoka girmiştim ne ağlayabiliyor, ne de tepki verebiliyordum. Ne zaman bitecek Allah'ım bu lanet terör belası diye söylenip duruyordum. Meğer Kayseri Komando tugayında askerlik yapan erler çarşı iznine çıkmak için belediye otobüsünde seyir halindeyken yanlarına bomba yüklü terörist tarafından Erciyes Üniversitesi yakınında yer alan durakta infilak etmiş biz donduk, Türkiye dondu o anlar kelimelerle anlatılacak gibi değil, o duyguları ifade edebilecek harfler alfabede yer almıyor. O kadar kanımı dondurdu o kadar psikolojim bozuldu ki bu olaydan sonra şu an çok zorlanıyorum... 14 tane gencecik fidan toprağa gitmişti, 56 can yaralıydı izlediniz mi bilmiyorum o patlama anı, şehitlerimizin cesetlerine bakamadım. Kim bunu yapabilecek kadar insanlıktan çıkmıştı, insanlık denilmezdi buna. Bir kor ateş düştü sanki içime, tabi tüm Türkiye'nin içine düşmüştü ta ki o teröristler cezalandırılıp idam edilinceye kadar... Sonra ev arkadaşım hemşirelik okuduğu için hastanedeki arkadaşları kana ihtiyaç var dediğini duyunca hiç düşünmeden iğne korkum olmasına rağmen soluğu arkadaşlarımla tramvayda aldık, Herkesin gözünde nefret, intikam ateşi ve en önemlisi hiçbir şeyden korkmayan bir aslan gibi duruşları vardı. Bayanın birisi başka bir kadına bu ülkeyi bölebileceklerini sanıyorlar dedi, Gerçekten de öyleydi bu ülke öyle kolay kazanılmadı kolay kaybedilemez. Kızılay Kan Merkezine gittiğimizde her yer tıklım tıklım olmuştu oradan bir görevli çıktı ve arkadaşlar kana ihtiyaç yok, stoklar dolu dedi geri döndük. Bir şey yapmamız gerektiğine inanıyorduk ama ne olacaktı bu, kafamız dopdoluydu... O günden beri psikolojim alt üst oldu, sanki beynim kaybolmuştu şok geçiriyordum, enerjim aşırı düştü. Kafamda sürekli acaba sonra ki saldırı nerede olacak, kaç kişinin evine ateş düşecek ? soruları yer alıyor. Bu günler elbet bir gün son bulacak bu yakılan canların hesabını Türk Silahlı Kuvvetlerimiz soracaktır buna canı gönülden inanıyorum. Neyse biz yine mutlu, huzurlu bir Türkiye için hayatımıza devam edeceğiz. Bugün sizlere Marmara Bölgemiz'de bulunan Bursa şehrimizin yöresel yemeği olan ve Türkiye'nin her yerinde bilinen ve severek yenilen İskender Köfte'den bahsedeceğim...
Türkiye'nin dört bir yanında tanınan ve sevilerek tüketilen kebaplardan biridir. 19.yüzyılın sonlarına doğru Bursalı İskender Usta tarafından yapılmaya başlanmıştı. Döner kebap, diğer ızgıra etlerle, küçük küçük kesilen ince pidelerin üzerine yayılarak yoğurt, tereyağlı salçalı ile servis edilmesinden oluşan çok lezzetli, bir yemektir. Lezzetli olmaz olur mu hiç zaten tek başına bir et bile yeter insana onun o kokusunun etrafa yayılması olay bitiriyor. Bu enfes lezzet Bursa'ya sonra da tüm Türkiye'ye yayılmıştır. Şimdi sizlerle İskender Kebabını dışarıda yemem evde yaparım diyenler için bir tarifi sizlerle paylaşacağım...
EVDE İSKENDER KEBAP TARİFİ İÇİN MALZEMELER
Böyle muhteşem bir lezzet olan İskender Kebap için;
- 500 gram kuzu eti,(tek parça-kuşbaşı değil)
- 2 yemek kaşığı sıvı yağ,
- Birer çay kaşığı tuz, karabiber, tatlı kırmızı biber,
- Yarım çay kaşığı kekik
Sosu için;
- 1 yemek kaşığı tereyağı,
- Yarım yemek kaşığı biber salçası,
- 1 su bardağı konserve domates rendesi veya 1 büyük taze domates,
- Tuz, karabiber,
- Yarım çay bardağı su
Üzeri için;
- 1-1.5 su bardağı yoğurt,
- 2 diş dövülmüş sarımsak,
- Tuz,
- Pul biber
Ekmek için;
- Bir adet hazır pide(küp küp doğranmış)
- Ya da mayalı evde yapılan hamur ekmeği de olabilir,
- Ama hem pratik hem de kolay olan yöntem kabuğu kalın ve sert olan somun ekmeği
EVDE İSKENDER KEBAP TARİFİ YAPILIŞI
Eğer dondurucuda etiniz yoksa aldığınız eti mutlaka bir gün önceden dondurucuya atıp iyice dondurunuz. Sonra dondurucudan Sonra dondurucudan çıkarıp 10 dakika kadar oda sıcaklığında bekletip keskin bir bıçak yardımıyla çok ince olacak şekilde dilimliyoruz. Etleri dilimledikten sonra, sıvı yağ ile pişiriyoruz ve baharatlarını ekliyoruz.
Sos için tereyağını bir tavada eritip salçayı ilave ederek soteliyoruz. Konserve domatesi veya rendelenmiş taze domatesi, tuzu, karabiberi ve suyunu ekleyip koyulaşana kadar pişirip sosu hazır hale getiriyoruz.
Yoğurdu ve sarımsağı karıştırıp biraz tuz ilave edip karıştırıyoruz.
Küp şeklinde kesilmiş ekmeği servis tabağına alıyoruz. Üzerine domatesli sosu ekleyip etlerimizi yerleştiriyoruz. Hazırladığımız sarımsaklı yoğurttan biraz etin üzerine koyup pul biber serpiyoruz. Arzuya göre yanında domates,yeşil biber, turşu veya pilav gibi ekstra lezzetlerle birlikte servis ediyoruz. Bu lezzete karşı koyan var mıdır çok merak ediyorum, ama bence yoktur çünkü işin özü et yani... 😋
EmoticonEmoticon