Türkiye'mizin Yöresel Yemekleri ve Kültür Gelenekleri
İnsanlar var oldukları günden bu yana yaşadıkları coğrafyaya uygun olarak belirli yemek çeşitlerini benimsemiş ve bu alışkanlıklarını yöresel olarak adlandırmışlardır. Bunu benimseyen başta ''TÜRK'' ırkı olmuştur. Asya'dan Anadolu topraklarına göçlerini gerçekleştirmişler, orada Türk ırkının belirli kısımlarıyla sosyal, kültürel, siyasi yaşantıları olmuş bununla birlikte yeme-içme tercihlerini de beraberlerinde getirmişlerdir.Türk yaşantısına baktığımız zaman süt ve et ürünlerini hayatlarının merkezine oturtmuşlardır. Buna binaen geçim kaynağı durumunda olan hayvanlarını otlatmak üzere yazları yaylalara çıkıp hem hayvanlarının iyi beslenebilmesini sağlıyorlardı hem de hayvancılıkla beraber çiftçilik yaparak kışa hazırlık yapıp, hayvanlara yem kurutuyorlardı.
Bu yemek kültürünün çeşitlenmesinde sadece Türklerin değil göçebe dediğimiz azınlıkların da katkısı vardır; Laz, Arnavut ,Boşnak , Arap , Kürt v.b gibi etnik grupların bu yemek kültürünün çeşitlenmesine- zenginleşmesine faydası olmuş farklı bir bakış açısı ve tat getirmiştir. Bu kültürler Anadolu topraklarının içerisinde dağılmış ve zamanla çeşitlenerek artmış günümüzde vazgeçemediğimiz lezzetler haline gelmiştir. Şimdi bu güzel ülkemizin Türk tarihinden günümüze kadar nasıl ne çeşit yemekler yapıldığını, kültür geleneklerimizin ne kadar çeşitli olduğundan bahsedelim. Öncelikle çok tatlı bir bölgemiz olan KARADENİZ bölgemizin özelliklerine ve bu özelliklerin Karadeniz halkına nasıl yansıdığına isterseniz birlikte bakalım.
KARADENİZ BÖLGEMİZ
Öncelikle Karadeniz bölgemizde yer alan çay diyarımız olan TRABZON şehrimizin güzelliklerinden bahsedelim. İmkansız olamaz dediğimiz çoğumuzun tiryaki olduğu içmediğimiz zaman başımıza ağrıların girdiği çayın zahmetli aşamalardan geçip içimizi ısıttığı aklımıza az gelir. Yaylada Karadeniz kadınlarının genellikle insan gücü isteyen yorucu engebeli yerlerden el birliğiyle toplayıp ambara götürmeleri oradan kurutma işlemlerinin yapılmasıyla, fabrikaya gönderilerek ambalajlanır ve bizim her öğünden sonra keyif veren, dinlendirici içeceğimiz olarak hayatımıza girmiş çıkmasın da bence😍
Bunun yanında o eşsiz yeşilliğin içerisinde kayboluyorsunuz adeta huzur, güven ve sakinlik veren bir ortamdasınız bir yandan da kemençe sesinin güzelliğiyle uzaklara dalıp gidiyorsunuz uzaktakilere...
İnsanına da o güven geçmiş olacak ki, her şeyinizi emanet edip arkanıza dönmeden gidebilirsiniz, tabi ki her yerde olduğu gibi kötüleri de karşınıza çıkacaktır ama bunlar istisnadır kaideyi bozmaz.
-KARADENİZ KADINI-
Televizyonda gördüğümüz genellikle sırtındaki yüküyle Karadeniz'in engebeli yollarında sırf geçimi sağlamak için elinden geleni yapar sırtındaki tek yük o değildir hayatı omuzlamıştır aslında Karadeniz kadını, ama asla yüzündeki gülümsemeyi bırakmaz çünkü her türlü sıkıntıya gülümsemeyle karşılık verir hayata karşı daha da soğukkanlı davranması gerekmektedir.
Eşi genellikle kahvehane de olur Karadeniz kadının şimdi nasıl bilmiyorum ama ben Gümüşhane de iken oradaki kadınların öyle dediklerini işitmiştim. Eğer varsa hala yinede isyan etmez, en az kocası kadar evde sözü geçer inadı inattır, altta kalmaz hakkını sonuna kadar arar, her konuda aşık atabilecek gücü vardır. Dik kafalıdır, hep dikine gider tuttuğunu koparır. Karadeniz gibi bir anları bir anlarını tutmaz, hırçın aniden köpüren, deli dolu kadınlardır. Paraya, sadece akşam sofrasına yemek koymayı becerebildiği ölçüde kıymet verir, çünkü bilir çok malda hayır olmadığını gözleri her zaman toktur. Sohbet edebileceğiniz bir kişilik yapıları vardır kısacası sıcakkanlı yapıları vardır. 😊 Karadeniz kadının böyle olması sofraya nasıl yansıdığına birlikte göz atalım. Trabzon'da vazgeçilemeyen bir tat olan Kuymak(Mıhlama) tarifini ve nasıl yapıldığını öğrenelim.
KUYMAK:
Mısır unu, tereyağı ve genellikle minci adı verilen tuzlu çökelek ( bazı yörelerde telli peynir veya su peyniri ) peyniri kullanılarak yapılan mısır lapasının adıdır. Genellikle kahvaltıda yenir ama bir Karadenizliye sorsanız üç öğün yer çünkü aşıktır onun tadına ama benim gibi henüz tadamamış olanlar için itici gözükebilir, malzemelerinden bahsedecek olursak:
MALZEMELER:
- 2,5 yemek kaşığı dolusu tereyağı,
- Yarım su bardağı mısır unu,
- 2 su bardağı sıcak su,
- 1 su bardağı dolusu Trabzon peyniri veya çeçil peyniri ( tel peynir )
YAPILIŞI:
- Tereyağını tavada eritelim.
- Üzerine mısır ununu ilave edelim ve sürekli karıştırarak kavuralım.
- Un pembeleşinceye azar azar suyu ilave edelim ve hızlı hızlı karıştırıp 1-2 dakika pişirelim.
- Katılaşmaya başlayınca peynirleri ilave delim ve 3 dakika pişirelim ( peynir tuzsuz ise 1 tatlı kaşığı kadar tuz ilave edelim )
- Kuymağımızı sıcak sıcak servis yapalım.
Böyle şirin bir şehrimizin kahvaltılardan eksik olmayan yöresel yemeğini birlikte tanımış olduk. Diğer yazımda Trabzon'un kültürel geleneklerinden bahsedeceğim, birlikte öğreneceğiz. Allah'a emanet olun 😊
EmoticonEmoticon